Bu Blogda Ara

12 Ocak 2012 Perşembe

Ajanda

Ajanda kullanmak benim hayatımı düzene sokan en önemli yardımcım. Şimdilerde hemen hemen her telefonda bu uygulama olmasına rağmen ben hala eski tip ajandaları seviyorum. Yapacağım işleri o günün sayfasına not almak, her yaptığımın üzerini karalamak hoşuma gidiyor. Hatta bazen ajandama küçük notlar alıp onu bir nevi günlük olarak kullanıyorum. Geri dönüp baktığımda aa evet şu gün şöyle yapmıştık demek güzel oluyor. En çokta okula yardımcı oluyor. Derslere götürmem gereken materyalleri, teslim etmem gereken ödevleri not alıyorum. Birde evle ilgili ödenmesi gereken faturalar , arkadaşlarımın doğum günleri gibi bazı günlerde de hatırlatıcılar kullanıyorum. Bir ajandanın en önemli özellliği bence küçük olmasıdır. Çünkü heran yanınızda olması gerekir. Bu sene yılbaşı yaklaşırken gezmediğim kitapçı kalmadı. Gerçekten istediğim gibi bir ajanda bulamadım. Kimisi sadece not defteri gibi içinde günler bile ayrılmamış. Kimiside atsan kafanı kırar, küp gibi ağır. Geçen sene Cnbc-e derginin verdiği ajandayı kullanmıştım ve son derece memnundum.



 Gün gün ayrılmıştı, her ayın sonunda notlar vardı. Bir haftayı açık olan 2 sayfaya yayılmış bir şekilde düzgünce görebiliyordunuz ve minnacıktı. Aralık ayında koşa koşa gittim Cnbc-e dergi masaüstü takvim veriyor. Resmen hayal kırıklığı. Geçen sene D&R da çok güzel kedili ajandalar vardı. Bu sene onlardan da bulamadım. İdarelik bir tane aldım bişeyler ama kullanmıyordum. Neyse ki Cnbc-e dergi yeni sayısıyla yüzümü güldürdü ve 2012 ajandamada kavuştum. Bu sene aylarıda renk  renk ayırmışlar. Çok çok mutlu oldum. Cnbc-e bu ajandaları hangi firmaya yaptırıyorsa satışa sunsunlar.Çok satılır benden söylemesi. Ajanda kullananlar/kullanmak isteyenler varsa sizde koşun Cnbc-e dergi alın alın. İşte bu da bu seneki ajanda:


11 Ocak 2012 Çarşamba

Üşenmekten Değil Üşümekten



Bu aralar herşeyi ama herşeyi erteliyorum. Bilgisayar bile açmaz oldum. Evim dağıldı. Düzenim bozuldu. Hepsinden geçtim ben dağıldım yahu. Hiç bir şey yapmıyorum okula gitmek dışında. En son yılbaşında misafirlerim olması bahanesiyle dışarı çıkmıştım. Onlar olmasa yeni yıla da evde girerdim ki saat 12 olduğunda evdeydim zaten. Malum bizim araba bal kabağına dönüşmeden... Ne bileyim aile baskısı altında büyüyen çocuklar gibiyim. Okuldan eve- evden okula... Sinemaya bile gitmiyorum. Alışveriş yapmıyorum. Çok uzun zamandır arkadaşlarıma da gitmiyorum. Hepsinin tek bir sebebi var o da SOĞUK!!! Ya ben donuyorum. Bu insanlar nasıl üşümüyor anlamıyorum. İzmir'de yaşayanlar bilir, bilmeyenler de merak ederlerse emlak sitelerine göz atabilirler, İzmir' in eski-yeni evlerinde ısıtma sistemi yok! Kullanan kısım %20 anca yani. Dogalgazdan zaten gectim kömür sistemli kaloriferlerde çok az. Vakti zamanında evine kat kaloriferi diye mazot sistemi yaptıranlar var oda tam bir saçmalık üstelik pahalı. Soba yakılsın desen bu devirde ne alaka? Sözde büyükşehir!!! Zaten yak deseler beceremem! Neyse ki bizim evimiz müstakil olduğu için diğer insanlardan bağımsız da biz doğalgaz döşettik yoksa mümkün değil çünkü bunlar üşümüyor yaa!! Ne klima, ne ufo zaten yetmez İzmir ayazına ama o bile yok ve insanlar halinden memnun. Zaten o yazlıklar hiç kalkmıyor ortadan. Hala kısa kollular basket şortları mevcut insanların üstünde. Lise çocuklarını bir görmelisiniz. Hala çorapsız etek, ceketsiz gömlek :S Naparlar nasıl ısınırlar anlamam! Ben donarak can veririm o formayla servis falan beklesem bu sabahın ayazında. Ama yooook ! Bunlar üşümüyor. Rus kanı mı vardır? Sabahları anneleri birer shot konyak mı içiriyor? Nedir anlamadım. Ama ben üşüyorum hemde çok. Kat kat giyiniyorum. Atkı- şal vs kullanıyorum. İçim titriyor. Elimden geldiğince evden çıkmıyorum, evde de battaniyenin altında yaşamımı sürdürüyorum. İnsanlar kar yağdı diye seviniyor neymiş her yer bembeyazmış biz o zevki yaşayamadığımız gibi burda ayazını çekiyoruz. Neden sevilir bu kış anlamış değilim! Yaz olsa, sıcacık havada dondurma yesek, yüzsek, gezsek, güneşlensek, kapkara olsa tenlerimiz, okula gitmesek, bi şort bi tişört bide parmak arası terlik bize yetse,karpuz yesek yanında da şeftali off hayat bayram olsa... Ahh hep yaz olsa...
Sonuç ben üşenmiyorum! ÜŞÜYORUM!!!